3 Aralık 2016 Cumartesi

"BARDAĞI YERE BIRAKIN BUGÜN"

Okuduğum bir kişisel gelişim kitabında geçen bir hikaye şöyleydi..




    Profesör elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı. Herkesin göreceği bir şekilde tutuyordu ve ardından sordu.

 -"Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?"

 -50gm!' .... '100gm!' .....'125gm'..diye öğrenciler yanıtladı.

 -"Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem, " dedi profösör, "ama, benim sorum şu ki:

"Bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?"

 -'Hiçbir şey' diye yanıtladı öğrenciler.

 -"Tamam peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?" diye sordu profesör bu kez.

 -"Kolunuz ağrımaya başlardı efendim" diye öğrencilerden biri yanıtladı.

 -"Haklısın, peki şimdi ben 1 gün boyunca tutsam ne olurdu?"

 -"Kolunuz iyice ağrır, kas spazmı, batar vs gibi sorunlar yaşardınız ve hastaneye gitmek zorunda kalırdınız!".

    Tüm öğrenciler çeşitli yorumlar yaptı ve gülüştüler.

   -"Çok iyi. Peki tüm bu sorunlar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?"diye sordu profesör.

   -"Hayır." diye yanıtladı herkes.

   -Peki o zaman kolun ağrımasına ve kas spazmına neden olan neydi?

   Öğrenciler bulmaca çözermişçesine düşünmeye başladılar.

   -"Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?"diye tekrar profesör sordu.

   -"Bardağı bırakın düşsün!" diye öğrencilerden biri yanıt verdi.

   -"Kesinlikle! " dedi, profesör.

   "Hayatın problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanda birkaç dakika tutarsın. Bir sorun yokmuş gibi görünür. Uzun bir süre düşünürsün. Başınız ağrımaya başlar. Daha uzun düşünün. Artık seni bitirmeye ve hiçbir şey yapamamana neden olur. Hayatınızdaki mücadeleleri ve problemleri düşünmek önemlidir, Fakat DAHA ÖNEMLİSİ onları her günün sonunda, uyumadan önce yere bırakmaktır (bardak gibi). Bu şekilde strese girmez, ve her gün taze bir beyin ile uyanır ve her konuyla ve yolunuza çıkan her mücadele ile başa çıkabilecek güçte olursunuz!


Sevdiklerinize şunu hatırlatın:

“Bardağı yere bırakın bugün!”


  Eveeett şimdi , elinizde bir bardak olduğunu düşünün, elinizi ileri doğru uzatın ve gözlerinizi sımsıkı kapatın. O bardağın kötü anılarınızla, kafanızı kurcalayan, kalbinizi kıran, içinize sıkıntı veren şeylerle, kötü olaylarla, kırgınlıklarınızla, yanlış anlaşılmalarınızla, size yapılan önyargılarla, kötü hislerinizle doldurun.. Bayağı ağır olmaya başladı değil mi?  (Evet elinizi ileriye doğru uzatın demiştim ya hani, hah işte o bardağı attığınızda kırıkların size tekrar dönmemesi içindi.) Şimdi bardağı yavaş yavaş elinizden bırakmaya başlayın. Evet çok yavaş. Filmlerdeki slow motion sahneler misali.. Evet bardak elinizden kaydı, düşüyor düşüyor düşüyoorrr. Bir rahatlama hissediyorsunuz. Veee düştü. Şimdi içinizden kocaman bir ağırlık kalkmış gibi oluyor. Ve cam parçaları etrafa dağılıyor. Küçük küçük.. Ne kadar probleminizle doluysa o kadar parçaya ayrılıyor. Bir onlara bakıyorsunuz bir de kendinizi yokluyorsunuz. Evet şimdi kuş gibisiniz..Yavaş yavaş gözlerinizi açıp hayat yolunda uçmaya başlayabilirsiniz... Aaa bir dakikaa, gözlerinizi açmadan önce; o cam parçalarını bir daha gelip kalbinize batmaması ve canınızı yakmaması için bi halının altına süpürüverin ;) Evet bunu yaptıktan sonra gözlerinizi açabilirsiniz.. :))

HAYATIN SİZE HEP MUTLULUK VE HUZUR GETİRMESİ DİLEĞİYLE 💞
SEVGİLER 🙃

1 yorum:

Güzel yorumlarınız için şimdiden teşekkürler :) Not: spam ve reklam içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.